9 Temmuz 2012 Pazartesi

Nice


Nice'e gitmek hiç aklımda yoktu. Aslında gitmeden önce aklımdaki imajının pek de parlak olmadığını söyleyebilirim; dünya zenginlerinin parasını akıttığı, görgüsüz bir şatafat yeri zannediyordum. Kabul ediyorum, bazen önyargılarımın esiri olabiliyorum. Son anda bir fırsat çıktı, vizem zaten vardı, biletler, otel ayarlandı, geriye sadece pasaportumun nerede olduğunu bulmak kalmıştı, iki gün aramadan sonra uçuşa 2 saat kala, dağınıklığıma, düzensizliğime lanet okuyarak hiç olmadık bir yerde onu da bulduktan sonra pek de bir şey ummadığım Nice'e yolculuğum başladı.